Bilim Adamları
  Erzurumlu ibrahim hakkı
 

Erzurumlu ibrahim hakkı

XVIII. Yüzyılın. ünlü Düşünür  ve Bilim adamı:  ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI

 
HAYATI

 

Erzurumlu ibrahm Hakk

 
1703 yılında Erzurum'un Hasankale ilçesinde doğdu, Annesi Hanife Hanım babası ise osman Efendi'dir. Dört -beş yaşlarında okuma­ya başlayan İbrahim Hakkı varlıklı bir aileden gel­diği için yedi yaşına geldiğinde Çevresinin en ünlü  bilginlerinden özel dersler aldı. Eğitimini tamamla­mak üzere gittiği Tillo'da uzun süre öğrenim gördük­ten sonra 34 yaşarında hocası İsmail  Fakirullah’ın torunu  Firdevs Hanım'la evlendi, 1740 yılında bilim ve kültürün merkezi ve Osmanlı Devleti'nin başkenti  iştanbul'a geldi.  Buradaki kütüphanelerde bilimsel  çalışmalarda bulundu ve bu gün kıymetli bir ansiklopedi hüviyetinde olan 600 sayfalık “Marifetname”  adlı eserini de  burada kaleme aldı.

 

1780'de Tillo'da vefat eden İbrahim hakkı , vasiyeti üzerine hocası İsmail Fakirullah’ın  ayak ucuna gömüldü.

 

BİLİME HİZMETLERİ

 

Kaliteli insan yetiştirmenin kaliteli yazılar sayesinde gerçekleştirilebileceği gibi , kaliteli çalışmaların kaybolmamasının da yine bu türden yazılara bağlı olduğuna inanan İbrahim hakkı, hayatı boyunca yaptığı bütün bilimsel çalışmalarını “Marifetname”  adlı eserinde, çağında hemen her kesimin rahatlıkla anlayabileceği  sade bir üslupla açıklayıp, kaybolma tehlikesinden korudu.

 

İbrahim hakkı, başlı başına  bir ansiklopedi hüviyetinde olan marifetnamesine aritmetikle başlayıp, matematiğin diğer konularını sırayla ele almakta, sonra astronomi bilimine geçmektedir.  Astronomi konularını   işlerken Dünya’dan, Güneş’ten, Ay,dan, yapı ve şekillerinden  bahsetmekte ve dünya’nın  küre biçiminde olduğunu ispatlamak için şu delilleri ileri sürmektedir:

  1. Yıldızların doğuda  oturanlara Batı’da oturanlardan  daha önce görünmesi.
  2. Kuzey’e doğru gidenlere  kutup ve kuzey yıldızlarının daha yüksek ve güney yıldızlarının  daha alçak görünmesi.
  3. Sahillere ve dağlara yönelince ilk önce yüksek dağların, yaklaştıkça daha az yüksek dağların görünmesi.

 

Güneş ve Ay tutulması konularında da  çağına göre oldukça ilginç açıklamalarda bulunan İbrahim Hakkı, bu olayı tamamıyla geometrik bir tarzda izah edip, Ay tutulmasını şu şekilde ifade etmektedir.

 

“Dünyamız  güneş’le  Ay arasına girince Ay’ın ışığı kararır. Çünkü Ay, ışığını güneşten alır. Dünya ise yuvarlaktır ve gök, Dünya’yı her yanından çevrelemiştir. Ay, Dünya’nın  gölgesine girerse, güneş ışığını alamaz.” Güneş tutulmasını da “Dünya ile Güneş arasına  ayın irmesi” şeklinde ifade ediyor ki, bu açıklamalar, geçerliliğini günümüzde de aynen korumaktadır.

 

İbrahim Hakkı, Dünya’nın asıl bir hızla döndüğünü çağında yine herkesin anlayabileceği bir açıklıkla şu şekilde  ifade ediyor: “ erişkin  bir at bir ayağını kaldırıp indirinceye kadar dünya 3 bin fersah mesafe alır.” Buna bağlı olarak  meydana gelen zaman farkını da “Bir gün üç kişiye göre farklıdır. Bir yerde 3 kişiden  biri Doğu’dan Batı’ya, ikincisi Batı’dan Doğu’ya doğru gitse, biride durduğu yerde kalsa,  gün bu üç kişiye ayrı ayrı gelecektir. Batı’ya doğru giden kişi güneşin  yörüngesine uygun, Doğu’ya giden kişi ise bu yörüngenin ters yönünde hareket ediyor. Bu yüzden Batı’ya doğru giden  kişi için gün  batışı daha geç olur.”  Şeklinde izah ediyor.

 

İbrahim Hakkı, derinlemesine  üzerinde durduğu bir başka konu ise, klimatolojidir.  Dünya’yı çevreleyen hava tabakasının muhtelif katlarında cereyan eden klimatolojik değişmelerin sebebi olarak, güneş ışınının yerden yansımasını  ve bu yansımaya en yakın  olan bölgede  havanın daha sıcak, yükseklere çıkıldıkça  yansıma bölgesinden uzaklaşacağından, havanın daha soğuk olacağını savunan  İbrahim Hakkı, sis ve bulutun oluşma mekanizmasını da rutubet ve ısının etkisine bağlayarak, bu günkü bilgi seviyesine bir hayli yaklaşmıştır. Onun  klimatoloji konusunda dikkatleri çeken bir başka çalışması ise, ışık dalgaları ile ses dalgalarının yayılış sürati arasındaki farkı tespit etmesidir. Marifetname’de  bu konu şu şekilde yer alır: ”Gök gürültüsü ve yıldırım aynı anda olur. Fakat Gök gürültüsü işitilmeden yıldırım görünür. Çünkü  bu görünüş gözle olur. Ses ise, kulakla alınır ve sesin işitilebilmesi için ses dalgalarının dış kulağa ulaşması şarttır. Bu da havanın dalgalanmasıyla olur. Işık ışınları ses dalgalarından daha hızlıdır.” Işığın  parçalanmasından  meydana gelen eleğimsağma (gökkuşağı) olayını da yine bu günkü bilimsel açıklamalara tamamen uygun bir şekilde ortaya koyup, güneş ışığının yansımasından meydana geldiğini ileri dürmektedir.

 

Matematikte dört işlem, sayılar, bilinmeyen  sayıları bulma, kesirler ve bir sayının kökünü bulma konularındaki ilginç açıklamalarıyla da dikkatleri çeken  İbrahim hakkı, geometri alanında da cisimlerin boyutlarını, yüzölçümlerini, nokta,çizgi,yüzey ve tanımları, üçgenler, dörtgenler,çokgenler,açılar,merkez ve çevresi, kiriş,yay,sinüs,küp,silindir,koni ve küre hakkında da ilginç açıklamalarda bulunup, çözümler getirir.

 

Anatomi ve fizyoloji konularında da derinlemesine incelemeler yapan İbrahim hakkı, anatomiyi “ vücudun yapısını bildiren  bilim” diye tanımlar. Marifetname adlı eserinin anatomiye ayrılan bölümünde vücudundaki organlardan, kemiklerden,sinirlerden, kaslardan, bahseder. Kafa kemiklerinden söz ederken bunların boynu koruduğunu, tek parça değil de birçok parçadan meydana gelişinin yararlarını anlatır. 12 kaburga kemiği, bel kemiği, as ve sinirlerin görev ve  çalışma özellikleri hususunda verdiği bilgiler, günmüzde hala değerini korumaktadır. Özellikle kas ve sinirlerinin çalışma mekanizmasını ele alırken bütün hareketlerin sinirler yoluyla meydana geldiğini tespit etmesi ve insan vücudunda 420  istemli hareket türünün olduğunu ileri sürmesi oldukça ilginçtir. Yine dikkatleri çeken bir başka nokta ise, göz sinirlerini anlatırken açıkça “tractus opticus” un çaprazlaştığına işaret etmesidir.

 

ESERLERİ:

 

Bir kısım kaynaklardan 40,  diğer bir kısımda ise 15 civarında eseri bulunduğu ileri sürülen İbrahim Hakkı’nın en çok tanınan eserlerinden biri1754 ‘te  tamamladığı “İlahiname” adındaki divanı, diğeri ise başlı başına bir ansiklopedi hüviyetinde olan “Marifetname” adlı eseridir. Marifetname’nin el yazma nüshalarından biri İstanbul’da Fatih kütüphanesi’nde 2850 numarada kayıtlıdır.

 
 
 
 
 
 
 


Bu belge: 12622 defa okunmuştur.
Son Güncelleme Tarihi: 17.12.2006 02:55:57

Siteye Ekleme Tarihi: 30.03.2006 12:57:38
 

 
 
  Bugün 32 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol